Haziranın son haftalarıydı. Okul bitmiş çoktan tatil havasına gitmiştik. Arkadaşlarla tatile gitmeye karar vermiştik. Ama gittiğimizde pişman olacaktık. Neyse olaya geçelim . Akşam bizim köyedeki evimize doğru yola çıktık. Arkadaşlarla biramızı yudumlayarak gidiyorduk. Ama Mustafa bira içmek istemedi nede olsa araba kullanıyordu. Eve vardık eve 9 - 10 yıldır kimse gelmemişti. Anahtarı kapıya soktuk ama kapı açılmadı sanırım paslanmıştı kapıyı biraz zorladık ve kapı açıldı. İçeri girdik, eşyalarımızı yerleşirdik, saat gece 2 civarıydı . Mustafa abdest almak için aşağıdaki nehire indi. Bizde çok yorulmuştuk ,televizyonun karşısına geçtik biraz uzandık ve Mustafa koşturarak içeri girdi. Nehir in karşı tarafında uzun boylu birisini gördüğünü söylüyordu. Onu biraz sakinleştirmeye çalıştık ama bizde en az onun kadar korkmuştuk. Yataklarımıza girdik olayı unutmaya çalışıyorduk. Dışardan sesler gelmeye başladı. Mustafalara söylemeye gidiyordum ki herkesin ayakta olduğunu gördüm. Herkes sesi duymuştu. Nöbet tutmaya başladık. Evin her tarafında pencereler vardı. Heremiz bir pencerenin önüne geçmiş dışarıyı seyrediyorduk. Ahmet birden kalktı ve artık yeter sizin paronayaklığınızdan bıktım diye bağırdı ve yatmaya gidiyorum dedi. Fazla üstüne gitmek istemedik. Biz nöbete devam ettik. Zeten bir süre sonra bizde pencerelerin önünde uyuya kalmıştık.Sabah uyandığımızda mutfaktan su sesi geliyordu. Birisinin yemek yaptığını düşündüm ve mutfağa gittim . Ama keşke sakat olasaydım da oraya gitmeseydim. Mustafa'nın ağzında bir hortum vardı, vücudu şişerek patlamıştı ve su hala açıktı hortum dan gelen su patlayan bağırsaklarından parkelere akıyordu.