ÜÇ GÖLGE KÖYÜ PART 8

Bana neden bu kadar iyi davrandığını bir türlü anlamıyordum.

Azad mangalı yakmıştı , ben de odama iyice yerleşmiştim… O sırada aşağıdan yemekler hazır diye seslendi… Ben merdivenlerden aşağıya doğru iniyordum ki üst kattan da Azad’ın indiğini gördüm…

“Azad… ” diyebildim sadece…


Bakıyordu anlamsızca.


“Sen aşağıda değil miydin ?” diye sordum.


“Hayır kardeşim , üstümü başımı değiştirdim evdeyiz rahat olayım dedim” dedi…


Şaşırmıştım… Sesi çok net şekilde aşağıdan gelmişti oysa… Yüzüme bakıyordu hala. Gülümsedim ve merdivenleri inmeye başladım.


Azad etleri pişirmiş , sofrayı hazırlamıştı… Montunun iç cebinden 20’lik de bir rakı çıkardı…


“Başka zaman pek içmem ama bu gece istisna” dedi… Azad’a kısa sürede kardeşim gibi ısınmıştım…


Kaç yaşında olduğunu sordum.


“26 yaşındayım.” dedi… Sonra beni sordu , yaşıt olduğumuzu söyledim…


Köyde başka arkadaşları olup olmadığını sordum… Köydeki en genç insanın kendisi olduğunu söyledi.Ona en yakın yaşta olan kişinin de en az 50 yaşlarında olduğunu belirtti… Azad bu köyün tek genciydi… Heralde bana bu kadar yakın olmasının sebebi de yaşıt insanlarla pek karşılaşamıyor olmasıydı…


“Yok mu dostun falan ?” dedim… Dosta ihtiyaç duymadığını , yalnızlığa alıştığını söyledi…


Bunları söylerken bir yandan rakısını yudumluyor , bir yandan sigarasını içiyordu… Hüzünlendiği belliydi , ben de daha fazla bu konuları açıp onu üzmek istemedim.


Ardaki atı gösterdi…


“Benim tek dostum bu” dedi…


Ben de şakayla karışık , “bir de o hoca var tabi ki , onu unutmadım” dedim…


Güldü…


Rakıları içtikten sonra içeri çekildik… Hava zaten çok soğuktu.


Azad odasına çıkmıştı , ben de mutfaktan su içip odama doğru yürümeye başladım.


Etrafımı düzeltip tertipledikten sonra yatağa uzandım.. Saat geç olmuştu.


Günün yorgunluğu ve alkolün de etkisiyle kötü bir kabus görmüştüm…