ÜÇ GÖLGE KÖYÜ PART 6

Bu damın söylediklerinden sonra diğerleri de onu onayladı.. Ancak bunu söylemek bu kadar basitken neden o kadar eveleyip geveledikleri biraz garibime gitmişti.

Ben çantamdaki eşyaları tekrar çıkarmaya başladım…

Kalacak bir yer ayarlanacağı söylenmişti ama her ihtimale karşı bir dolaba dizdim.

Aralarından bir tanesi kameraya baktı…

“Nedir bu ?” diye sordu…

“Dedim ya , kamera.” dedim… Diğerlerinden daha yaşlı bir adamdı ve kamera görmek onu şaşırtmıştı…

Onlar kamera ile eğlenirken köy kahvesine sinirli olduğu her halinden belli olan bir adam girdi… Adını sonradan öğrendim , Cemşit.

Ihtiyarın elindeki kamerayı alıp yere fırlatmaya çalıştı , son anda durdurabildim.

Bunları yaparken

“Köyümüzde çekecek bir şey yok , hepsi uydurma lan bunların” diye bağırıyordu…

Aralarından bir tanesi

“Onun için burada değil , öğrenci bu..” dedi… Adam hala sinirliydi , ve bana doğru saldırmaya çalışıyordu.

Beni kahveden çıkardılar… Çıkaran kahveciydi.

Tam yeniden kahveye girecekti , kolundan tuttum.

“Bu adamın bahsettiği şey ne ?” diye sordum.

“Boş ver sen onu , onun aklı yerinde değil.” dedi…

Kamera elimdeydi , adam tekrar içeri girdi… Ortalık sessizleşmiş , sakinleşmişti…

Daha sonra içeriden beni çağırdılar… Cemşit de içerideydi…

“Ben seni gazeteci , haberci falan sandım kardeş. Kusura bakma.” dedi…

“Öyle olsam bile sakladığınız bir şey mi var ?” dedim…

Kimseden ses çıkmamıştı… Herkes konuşmamaya yemin etmiş gibiydi sanki.

Kahveden çıktım , köyde yürüyüş yapmaya başladım… Ortalık karlıydı. Sokakta kimseler yoktu.
Ben köyde yürüyorken yine harabe evlerden birisinin önüne denk geldim… Duvarda anlam veremediğim yazılar yazıyordu , ve bir resim çizilmişti.

Resimde üç tane uzun boylu varlık vardı… Kap karaydılar… Kucaklarında bir bebek , hepsi birden ona bakıyordu… Etrafında değişik yazılar vardı…

(Hatırladığı kadarı ile bu yazılarda “DOĞ” yazdığını belirtiyor)
Ben bu eve doğru bakarken arkamdan at sesi duydum… Gelen o gün kahvedeki çocuktu… 

“Hayırdır kardeşim ?” dedi… Bu sefer güler yüzlü bir hali vardı… 


“Bu evdeki resim… Tarihi eser mi bu ?” dedim…